31 Mart 2017 Cuma

MİSAFİRLER

İçimdeki başka bir uhde konusu. Yaşadığın şehre gelip bir kaç gün kalıp dönen tatlı gayler... geylerimiz. Nedense bunlar hep mi çok tatlı cocuklar olur ya. Hem romantikler, hem yakışıklılar, hem komikler.

İşten çıkmışsın, zaten zor bir gün olmuş. Hornetten gelen o salak sese öffleyerek ve gayet egoist bi tavırla açarsın mesajı. "selam". Zaten slm yazdıysa okumadan profile bile bakmadan silerim. Benim için önemli arkadaşım. Ne yaptın, ne ettinden sonra birden muhabbet sarar. Birden içinden bir ses dürter. Amaaaaan git buluş ne olcak ki diye.

Kahveler içilir, sohbetler edilir. Ve o gerzek an gelir. Karşındaki misafir çok içten ve samimi şekilde gülümser. Önce içini bi sıcaklık alır, sanki soğuk havada içtiğin sıcak çikolatanın ilk yudumu gibi. Sonra ikinci yudumu içersin ve anlarsın ki iki gün sonra bitecek bir şey için çok da ümitlenmeye gerek yok. Anın tadını çıkarsam diyorsun ama biliyorsun ki anın tadını çıkarmak seni karşındaki salak misafire daha çok bağlayacak.

Acı acı bir gülümsüyorsun ve denize dönüyorsun. İçine atmak istemediklerini denize döküyorsun. Misafir ne oldu diye meraklı gözlerle bakıyor. ona dönüp diyorsun ki

Üşüdüm eve dönsem iyi olur artık...

Hiç yorum yok: